Max Hirzel eski bir SVP hakimi ve Dietikon´da bir lokanta kiralıyor. Hirzel´in verdiği ilanda ise, lokanta için sadece yabancıların başvuru yapabileceği, İsviçre vatandaşlarının veya İsviçre pasaportu olan vatandaşların başvurularının ise dikkate alınmayacağı yazıyor. Hirzel, Tages-Anzeiger gazetesine verdiği demeçte şimdiden 40 başvuru aldığını belirtiyor.
20 Minuten gazetesine yoksulluktan gelen birçok yabancının sosyal olarak yükselme ve bunun için çok çalışma isteğinin bulunduğunu söyleyen Hirzel, yabancıların kendi işlettikleri bir işi değerlendirmeleri gereken büyük bir şans olarak gördüklerini belirtiyor. Hirzel aynı zamanda, aynı yaşta olan İsviçrelilerde bunun söz konusu olmadığını da vurguluyor.
İsviçreliler arasında da çalışkan ve istekli insanların bulunduğunu söyleyen Hirzel, ancak büyük bir kısmının her daim rahat yolu seçtiğini belirtiyor. Eski SVP hakimi, İsviçrelilerin kendilerine uygun olan mesleği değil de, ilerde iyi maaş getirecek meslekleri seçtiklerini, sonra da yarim zamanlı çalıştıklarına değiniyor. Hirzel, bunun bir refah belirtisi olduğunu söylerken, gelişmenin kendisini çok endişelendirdiğini de dile getiriyor.
Eski hakim, el sanatı ile üniversite eğitimi gerektiren meslekler arasındaki ücret farkının gittikçe açıldığını vurgularken, birçok İsviçreli ebeveynin çocuklarını, becerilerinin bir meslek eğitiminde daha etkili olabilecekken, zorla Gymnasium´a gönderdiğine değiniyor. Sonuç olarak meslek eğitimi alanların kalitesinin gittikçe düştüğünü ve önemli sektörlerde çok az yeni eleman yetiştirildiğini belirten Hirzel, bu durumun İsviçre ekonomisi için uzun vadede zararlı olacağını vurguluyor.
Birçok yabancı için; ulaşım, el sanatları ve gastronomi gibi branşların sosyal olarak yükselme fırsatı sunduğunu söyleyen Hinzel, bu sektörlerde başarılı olmak isteyenlerin çok çalışması gerektiğinin altını çizerken, böylesi bir yaşam tarzının pek çok İsviçreli insan için konforsuz olduğunu belirtiyor. Federal İstatistik Ofisi'nden gelen rakamlar İsviçre halkının gerçekten de daha az çalıştığını gösteriyor. Geçen yıl işgücü piyasasında olan bir İsviçrelinin ortalama 1409 saat çalıştığı görülürken, ortalama çalışma süresinin son beş yılda 38 saat azaldığı da fark ediliyor.
Yabancılar ise, beş yıl öncesine kadar İsviçrelilerden yılda ortalama 153 saat daha fazla çalışıyorken, farkın geçen yıl 163 saate çıktığı görülüyor. Zürih Üniversitesi'nden Ekonomist Sandro Favre, İsviçreli erkeklerin yıllık çalışma saatlernin yıllardır düştüğünü söylerken, bunun birkaç nedeni olduğuna değiniyor.
İsviçre halkının genelde daha iyi eğitimli olmasından dolayı daha fazla kazandığını ve böylelikle yarım zamanlı çalışma imkanlarının da olduğunu söyleyen Favre, İsviçrelilerin genelde hizmet sektöründe iş bulduğunu ve bu branşta çalışma saatlerinin daha düşük olduğunu da belirtiyor. Ancak en önemli faktörün ise çalışan kadınların sayısındaki artış olduğunu belirten Favre, iki kişinin çalıştığı hanelerde erkeklerin, tek başına ev geçindiren erkeklere kıyasla daha az çalıştığını ve böylelikle tam zamanlı çalışan erkek sayısında bir düşüşün meydana geldiğini belirtiyor.
İsviçrelilerin yabancılara kıyasla daha yüksek bir oranda kendi işine sahip olduğunu söyleyen ekonomist, İsviçrelilerin sahip oldukları iş yerlerini çoğu zaman miras olarak devraldıklarına, yabancılarda ise böyle bir ihtimalin pek söz konusu olmadığına değiniyor. Ancak, yabancıların kendi işine sahip olma oranı yükselirken, İsviçrelilerin oranının düşüş gösterme eğiliminde olması, İsviçreliler ve yabancılar arasındaki calışma saati farkını daha da açacağa benziyor, zira kendi işine sahip olan insanlar çok daha fazla çalışıyor.