İsviçre Kantonal Yönetim Konferansı (KdK) Başkanı Markus Dieth, yeni anlaşma paketinin önceki çerçeve anlaşmadan daha iyi olacağına inanıyor. Dieth, özellikle şu alanlarda iyileştirmeler beklediklerini belirtti:
24 kantonun anlaşmayı desteklediği, yalnızca Schwyz’in karşı çıktığı ve Nidwalden’in çekimser kaldığı açıklandı. Dieth, özellikle sosyal yardım sistemlerine yönelik göçün engellenmesi için koruma mekanizmalarının sağlanacağını vurguladı.
Yeni anlaşmada, İsviçre’nin mevcut ücret koruma standartlarının zarar görmemesi için özel bir hüküm eklenmesi planlanıyor. Ayrıca, göçün kontrol altına alınması ve sosyal sistemlere yük bindirmemesi için de önlemler alınacağı ifade ediliyor.
Anlaşma, özellikle İsviçre Halk Partisi (SVP) tarafından sert eleştiriler alıyor. SVP, bu paketi İsviçre’nin egemenliğine zarar veren bir "teslimiyet anlaşması" olarak nitelendiriyor ve referandum yoluyla anlaşmayı engellemeyi planlıyor.
Öte yandan, bazı iş insanları ve tanınmış isimler de bu anlaşmaya karşı çıkıyor. Örneğin, iş insanı Urs Wietlisbach, paketin İsviçre’nin bağımsızlığını tehlikeye attığını savundu.
Grünliberal Parti, yeni anlaşmayı tam destekleyen tek siyasi parti olarak öne çıkıyor. Parti temsilcisi Tiana Angelina Moser, anlaşmanın İsviçre’nin egemenliğini ve doğrudan demokrasisini koruyacağını savundu.
Yeni anlaşma kapsamında İsviçre’nin AB’ye yapacağı yıllık uyum katkısı önemli bir tartışma konusu. Şu anda yılda yaklaşık 100 milyon İsviçre frangı olan bu miktarın iki veya üç katına çıkarılması bekleniyor. Bu konu, Cassis ve Sefcovic arasında yapılacak görüşmelerde netleşecek. Anlaşmaya varılması halinde, yeni sözleşmenin birkaç hafta içinde tamamlanması öngörülüyor.
Anlaşmanın AB ile tamamlanmasının ardından, iç politikada zorlu tartışmalar başlayacak. Özellikle ücret koruma önlemleri ve iç düzenlemelerin nasıl uygulanacağı konularında fikir ayrılıkları yaşanabilir. Ancak bu anlaşma, İsviçre’nin AB ile ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor.