Bu radikal öneri, özellikle Sri Lanka, Hindistan, Şili, Romanya ve Gürcistan gibi ülkelerden yasadışı yollarla İsviçre'ye getirilen çocukların trajik hikâyelerine dayanıyor.
İsviçre, 1970’lerden itibaren binlerce çocuğun yasadışı bir şekilde ülkeye getirilerek evlat edinildiği skandallarla anılıyor. Sri Lanka ve Hindistan başta olmak üzere birçok ülkede yeni doğan bebekler, biyolojik ailelerine öldükleri söylenerek yetimhanelere verildi ve buradan İsviçreli ailelere satıldı. Anne Teresa'nın desteklediği bazı yetimhanelerde çocuk ticareti yapıldığı ve hızlı evlat edinme süreçlerinin bu skandalı körüklediği belirtiliyor.
Bu tür yasadışı uygulamalar yalnızca Sri Lanka ile sınırlı kalmadı. Şili, Romanya, Gürcistan ve İspanya gibi ülkelerden de çocuk kaçırılarak İsviçre’ye getirildiği belgelendi.
Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan uzman komisyonu, bu skandalların bir daha yaşanmaması için en radikal adımın atılması gerektiğini belirtiyor. Jans, bu konuda İsviçre’nin tarihine kara bir leke sürülmesine neden olan uygulamaların tamamen sona erdirilmesi gerektiğini savunuyor.
Bu yasak önerisi ülkede tartışmalara yol açtı. İnsan hakları aktivistleri ve bazı çocuk hakları kuruluşları, çocukların güvenliği için sıkı denetimlerin artırılmasını desteklerken, yurt dışı evlat edinmenin tamamen yasaklanmasının bazı çocukların aile sahibi olma şansını elinden alabileceğini düşünüyor.
Öte yandan, evlat edinme süreçlerinde devletlerin daha sıkı denetimler yapması gerektiğini savunan uzmanlar, çocuk kaçakçılığı ve yasadışı ticaretin önlenmesi için bu adımın kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
İsviçre hükümeti, bu tasarıyı önümüzdeki dönemde detaylı olarak tartışacak ve nihai kararı verecek.