İnterlaken turiziminde yüksek sezon Temmuz ayında başlarken, özellikle Arap ülkelerinden, Hindistan'dan ve Uzak Doğu´dan turistler, dağlar ve göller arasındaki pastoral köye akın ediyor.
SRF´te yayınlanan Reporter programı için İnterlaken´de bulunan Alfred Siegrist, turizmde tipik olduğu üzere, bir yandan para gelirken, diğer yandan insanların da geldiğini dile getiriyor. İnterlaken´in küçük bir yer olduğunu söyleyen Siegrist, turist akının şehri çok kalabalıklaştırdığına değiniyor.
Interlaken kalabalığının turist sezonunda aldığı boyutu rakamlar da gösteriyor:
Interlaken 5805'lik nüfusuyla, yıllık 1 milyondan fazla konaklama kaydederken, konukların yüzde 63,5´inin Avrupa dışından geldiği bildiriliyor. 15 yıl öncesinde 780 bin konaklayan turistin, sadece yüzde 38´ini denizaşırı turistlerin oluşturduğu belirtilirken, istatistiğe günü birlik ziyaretçilerin dahil olmadığı vurgulanıyor.
Siegrist, yerli halkın bazı ülkelerden gelen turistlere alışamadığını söylerken, birçok vatandaş çekim yapmakta olan kameralara şikayetini dile getirdi. Turistlerin tuvaletleri kullanmayı bilmediğini söyleyen yerli halk, turistler ve kalabalık yüzünden istedikleri mekanlara girememekten de şikayetçi. Interlaken yakınlarındaki Bönigen'de yaşayan emekli Romy Gaus, artık kendilerine hitap eden bir dükkanın dahi kalmadığını, bütün dükkanların turizm amaçlı ticaret yaptığını söylerken, otellerin yabancı kişilere veya zincirlere satılıyor olmasının, en kötüsü olduğunu dile getirdi.
Gaus, sonunda Interlaken´de hiçbir şeyin İsviçrelilere ait olmayacağından endişe ettiğini de şikayetine ekledi. Interlaken'de satılan her iki otelden biri, yakın zamanda yabancı yatırımcılara geçti. Yerel emlakçı Jürg Zumkehr, otellerin genelikle yabancı yatırımcılar tarafından satın alınmasının nedenlerini, İsviçrelilerin risk almak için daha az istekli olmalarına ve çoğu zaman gerekli öz sermayenin eksik olmasına bağlıyor.
Luzern Yüksek Okulu´nda Turizm uzmanı olan Urs Wagenseil ise, bir oteli işletmenin çok büyük bir taahhüt gerektirdiğini, çoğu İsviçrelinin 7/24 böylesi bir görevi üstlenmeye hazır olmadığını dile getiriyor. Wagenseil ayrıca, küçük ve orta ölçekli otellerin ekonomik olarak başarılı yönetilmesinin oldukça zor olduğunu belirtiyor.
20 Minuten gazetesine konuşan Wagenseil, yerel halkın kaygılarını anladığını, kısmen hak verdiğini söylerken, restoran ve otellerin aynı zamanda, kulüpler de dahil olmak üzere, yerli halkın buluşma noktası olduğunu dile getiriyor. Bu tarz buluşma noktalarının ve lokallerin, nesilden nesile geçtiğini vurgulayan Wagenseil, mekanların aynı zamanda toplumsal bir görevi yerine getirdiğini belirtiyor.
Wagenseil ayrıca, mekanların birdenbire yabancı yatırımcılar tarafından işletilmeye başlanmasının, sosyal yapının tamamen değişmesine ve yerel halkın o mekana kişisel bağını kaybetmesine sebebiyet verdiğini vurguluyor. Uzmanlar İnterlaken´de durumun sakinleşmeyeceğini, aksine, önümüzdeki yıllarda turist sayısının daha da artacağını düşündüklerini belirtiyorlar.