Gelir Sınırı ve Konut Kullanım Şartları
Zürih Belediyesi, sosyal konutlarda adil bir dağılım sağlamak ve dar gelirli bireylerin daha rahat konut bulabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla, gelir düzeyine bağlı yeni kurallar getirdi. Bu düzenlemeye göre, belediyeye ait sosyal konutlarda yaşayan kişilerin belirli bir gelir sınırını aşmamaları gerekiyor. Ayrıca, sosyal konutların uygun şekilde kullanılması gerektiği vurgulanıyor. Örneğin, dört odalı bir dairede en az üç kişinin yaşaması şartı bulunuyor. Bu kurallar, özellikle dar gelirli kişilerin konut bulmakta zorluk çektiği Zürih gibi büyük şehirlerde, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla getirildi.
İki Davalı Mahkemeye Başvurdu
Bu kurallar, bazı eski kiracılar tarafından eleştirildi ve dava konusu oldu. Davayı açan kişilerden biri, yüksek gelirli bir erkek; diğeri ise altı odalı bir sosyal konutta yalnız yaşayan bir kadın. Her iki kişi de bu yeni düzenlemelerle, mevcut sosyal konutlarında yaşamaya devam edemeyeceklerini öğrenince mahkemeye başvurdu. Ancak Zürih Kira Mahkemesi ve ardından Zürih Yüksek Mahkemesi'ne başvuran davacılar, lehlerine verilen kararlarla umutlandılar.
Zürih Yüksek Mahkemesi, özellikle yalnız yaşayan kadının durumunda ilginç bir gerekçe sundu: Mahkeme, altı odalı bir evde tek başına yaşamanın konutu daha az aşındıracağı ve dolayısıyla belediye için daha avantajlı olacağı yönünde bir argüman ortaya koydu. Ancak bu argüman, Federal Mahkeme tarafından reddedildi.
Federal Mahkeme'nin Nihai Kararı
Lausanne'deki Federal Mahkeme, Zürih Yüksek Mahkemesi'nin gerekçelerini geçersiz buldu. Federal Mahkeme, Zürih Belediyesi'nin sosyal konutlarda gelir sınırı ve konut kullanım düzenlemeleri getirmesinin tamamen yasal olduğuna karar verdi. Mahkeme, sosyal konutların kamusal fonlarla desteklendiğini ve bu nedenle toplumun genel çıkarları doğrultusunda kullanılmasının bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Federal Mahkeme’ye göre, sosyal konutlarda yaşayan bireylerin gelir durumları iyileştiğinde ya da tek başlarına gereğinden büyük dairelerde yaşadıklarında, bu konutlardan ayrılarak yerlerini daha fazla ihtiyaç duyanlara bırakmaları makul bir taleptir.
Toplumun Genel Çıkarına Hizmet
Federal Mahkeme’nin kararı, sosyal konutlarda yaşayan kişilerin bu konutları ömür boyu kullanma hakkına sahip olmadığını açıkça ortaya koydu. Mahkeme, sosyal konutların toplumsal bir kaynak olduğunu ve kamu fonlarıyla desteklenen bu konutların, gelir düzeyi düşük bireyler ve aileler için öncelikli olması gerektiğini belirtti. Dolayısıyla, gelir seviyeleri artan bireylerin ya da gereğinden büyük konutlarda tek başına yaşayan kişilerin, yerlerini ihtiyaç sahibi diğer bireylere bırakmaları gerektiği sonucuna varıldı.
Bu karar, İsviçre genelinde sosyal konut politikalarının nasıl uygulanacağına dair önemli bir emsal teşkil ediyor. Zürih gibi büyük şehirlerde konut bulmanın giderek zorlaştığı bir dönemde, belediyelerin kamusal kaynakları daha etkin bir şekilde kullanmaları gerektiği vurgulanıyor. Federal Mahkeme’nin bu kararı, dar gelirli bireylerin konut bulma şansını artırmayı ve sosyal konutların toplumun genel çıkarlarına hizmet etmesini sağlama hedefini taşıyor.
Sonuç: Dar Gelirlilere Destek, Zenginlere Yer Yok
Federal Mahkeme, bu kararıyla, kamu tarafından finanse edilen sosyal konutların öncelikle dar gelirli bireylere ve ailelere yönelik olması gerektiğini açıkça belirtti. Yüksek gelirli kişilerin bu konutlarda yaşamaya devam etmelerinin toplumsal adaleti zedelediği belirtilirken, kamusal kaynakların daha adil bir şekilde dağıtılması gerektiği vurgulandı. Bu karar, Zürih Belediyesi’nin sosyal konut politikasında aldığı sert önlemleri desteklerken, benzer uygulamaların diğer şehirlerde de yaygınlaşmasının önünü açabilir.