Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
PUSULA SWISS
2 ARALIK 2021
ETH Zürih Üniversitesi'nin buluşu çevre kirliliğine çare olabilir mi?
Çölde dahi üretilebilen uçak yakıtı 'sentez gazı', çevre kirliliğine çare olabilir mi? İsviçre'de geliştirilen yeni bir teknoloji sayesinde Güneş ışığı ve havanın karışımından elde edilen ve sentez gazı (syngas) olarak bilinen sıvının, uçak yakıtı olarak

ETH Zürih Üniversitesi'nin çatısına kurulan düzenek, belki de emisyon salınımına en çok sebep olan taşıtlardan uçakların bu sorununa yepyeni bir çözümün başlangıcı olabilir. 

Tamamıyla sürdürülebilir olan ve doğal yollarla üretilen sentez gazı nasıl çalışıyor ve ne tür bir teknolojiye sahip? Sentez gazı ya da diğer adıyla sentetik gaz, başta hidrojen ve karbon monoksit olmak üzere karbon dioksit, metan gibi bileşenleri içeren bir yakıt gazı karışımı. 

Daha ziyade elektrik üretiminde kullanılan sentez gazı, yanıcı özelliği sayesinde içten yanmalı motorlarda da yakıt olarak kullanılabiliyor. Bunun ilk örneği II. Dünya Savaşı'nda yaşanmış, benzin yetersizliği sebebiyle sentez gazı benzin yerine kullanılmıştı. 

"Sentez gazı şu anda piyasada kullanılabilir. Güneş ışığı ve havayı harmanlayarak sıvı yakıt elde etmedeki tüm ısıl-kimyasal süreç başarılı oldu." Prof. Dr. Aldo Steinfeld  (ETH Zürih Üniversitesi Sürdürülebilir Enerji Kaynakları Bölüm Başkanı) 

Karbon salımı yapmayan sentez gazı 3 aşamada üretiliyor. Öncelikle bir hava yakalama aygıtı havadan karbondioksit ve suyu emiyor. Daha sonra solar üniteler Güneş ışığından enerji elde ediyor. 

Bu iki element birleştiği zaman karbonmonoksit ve oksijen karışımı elde ediliyor ve bu karışım da sıvılaştırılarak bir çeşit benzin elde ediliyor, yani "Güneş keroseni" olarak da bilinen "sentez gazı". İlk kez 2019 yılında test aşamasına başlayan sentez gazı projesi, İsviçreli bilim insanları tarafından bu hafta içerisinde "güvenilir ve sağlam" raporu aldı. 

Prestijli bilim dergilerinden The Nature'da yayımlanan proje, ETH Zürih Üniversitesi Sürdürülebilir Enerji Kaynakları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aldo Steinfeld önderliğinde yürütülüyor. Aynı zamanda bir makine mühendisi olan Steinfeld, kurdukları mini yakıt santralinin teknik fizibilite testlerini başarıyla geçtiği belirterek, "Güneş ışığı ve havayı harmanlayarak sıvı yakıt elde etmedeki tüm ısıl-kimyasal süreç başarılı oldu." diye konuştu. 

Şu andaki Güneş ışığı ve iklim koşulları altında sistemin oldukça sağlam ve işler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Steinfeld, "Yaptığımız çalışmalar umut verici ve bu kendine özgü özel sistem ileride daha da geliştirilebilir." dedi. 

"Sentez gazı teknolojisi sayesinde dünyanın kurak topraklarının sadece yüzde birinden daha azını kullanarak küresel çapta jet yakıtı talebini karşılabiliriz." Johan Liliestam  

(Potsdam Üniversitesi gelişmiş Sürdürülebilir Çalışmalar enstitüsü Başkanı) Steinfeld'a göre şu anda geliştirilen sistem gerçek hayatta uygulamaya geçecek kadar olgunluğa erişti. Ancak birilerinin bu işe yatırım yapması gerekiyor. Zira şu anda çevreyi kirleten fosil kerosenler, doğa dostu ve sıfır emisyona neden olan sentez gazından çok daha ucuz bir yolla elde ediliyor. 

Sentez gazı bu yönüyle yine doğa dostu bir yakıt türü olan sıvı hidrojene çok benziyor. Söz konusu sentez gazı gerekli yatırımı alıp uçak ve gemicilik alanında yaygın olarak kullanılırsa, dünyadaki küresel ısınmanın yüzde 8'ine neden olan bu ulaşım araçlarının olumsuz etkisinin de önüne geçilmiş olunacak.  

Bu Kategoriye Ait haberler
Pusula Swiss 2024. Tüm Hakları Saklıdır