Dergimiz Genel Yayın Yönetmeni Turgut Karaboyun`un da yer aldığı basın turu kapsamında gazeteciler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine düzenlenen gezide bir araya geldiler. Atlasglobal İsviçre Müdürü Didem Angün`un eşliğinde 12-15 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen gezi oldukça keyifli geçti. Gazetecilerin Business Class`ta ağırlandığı tüm uçuşlarda personelin gösterdiği sıcak ilgi ve ikram edilen lezzetli yemekler yolculuğu daha da keyifli hale getirdi. Zürih-İstanbul yolculuğunun ardından Atatürk Havalimanında Atlasglobal`e ait Business Lunch`da ağırlanan ekibimiz, İstanbul-Ercan uçuşunu gerçekleştirip gece yarısı Kıbrıs`ın Girne şehrine ulaştı.

İlk gün uzun süren ve yorucu geçen yolculuğun ardından Girne merkeze 10 dakika, Ercan Havalimanı’na ise sadece 25 dakika mesafede yer alan Elexus Otel`e yerleştik. Atlasglobal bünyesinde yer alan Elexus Hotel yöneticilerinin sıcak karşılaması yorgunluğumuzu azaltırken, konakladığımız odaların konforu bizi sonraki günlerde ne gibi sürprizlerin beklediğinin habercisi gibiydi. Misafirler için herşeyin en ufak detayına kadar düşünüldüğü odalar, özellikle çocuklu aileler için oldukça iddialı bir konsepte sahip.

Gezimizin ikinci gününü bulunduğumuz Elexus Otel`de geçirdik. Sabah kahvaltısının ardından bir araya geldiğimiz otel yöneticilerinin eşliğinde etrafı gezip misafirlere sunulan hizmetler konusunda bilgiler aldık. Temizliğin ve hijyenin oldukça önemsendiği tesislerin en büyük özelliği güleryüzlü ve işini severek yapan çalışanların olması. Otel kurulduğu 277.000 metrekare alanın her köşesinde konuklarına eşsiz bir tatil yaşatmak üzere tasarlanmış. Birbirinden özel yemeklerin yer aldığı restaurantlara, su parkı eğlenceleri, çocuklar için hazırlanan özel aktiviteler ve oldukça iddialı olan Spa merkezi eşlik ediyor. Elbette düzenli olarak organize edilen ve ünlü isimlerin ağırlandığı konserleri de unutmamak gerekiyor. Otel`de konakladığımız dört gün boyunca tüm ekip gerçekten üst düzey ağırlandı ve her türlü isteğimiz samimiyetle yerine getirildi. Bu bağlamda Elexus Hotel yöneticileri Görkem Aydıner, Hakan Sıkça ve Nagehan Kök başta olmak üzere, tüm çalışanlara gösterdikleri yakın ilgi için bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Gezimizin üçüncü günü Kuzey Kıbrıs’ın liman kenti aynı zamanda da en turistik şehirlerinden birisi olan Girne`de geçirdik. Roma, Bizans, Osmanlı egemenliklerine ait çok sayıda tarihi eseri barındıran bu şehir, özellikle kalesi ve limanıyla ünlü. Özel rehber eşliğinde çıktığımız şehir turuna öncelikle St. Hilarion Kalesi ile başladık. Kudüs’ün Arap istilasına uğramasından dolayı Kıbrıs’a kaçan bir Hristiyan azizin yaşadığı yere 10. yüzyılda kilise ve manastır yaptırılmış. İstilalardan korunmak amacıyla da, St.Hilarion Kalesi, şehrin en yüksek noktasında inşa edilmiş. Etrafında 500 metre uzunluğunda duvarlar ve 9 adet burçla inşaa edilmiş. Bizim ziyaret için bulunduğumuz sabah saatlerinde bile inanılmaz ziyaretçisi olan bu tarihi mekanı Kıbrıs`a giden herkese mutlaka tavsiye ediyoruz.

Sonrasında tekrar yola çıkıp bu sefer Girne girişinde bulunan Karaoğlanoğlu şehitliğine geçtik. Şehitlikte, 1974 Kıbrıs Barış harekatında şehit düşen 8 subay, 5 astsubay ve 58 er yatmakta. Adını 1974 Barış harekatında şehit düşen Alay Komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’ndan alan şehitliğin projesi, Profesör Muammer Onat tarafından çizilmiş. Şehitlik ziyaretinde bizi bekleyen başka bir sürpriz de o dönem savaşta yer alan gazilerin de orada bulunması oldu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş günü olan 15 Kasım vesilesiyle adaya gelen ve cephede yanyana savaştıkları arkadaşlarını ziyaret eden gazilerimizle birlikte fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedik.

Şehitlik ziyaretimizin ardından Girne merkezinde bulunan Bellapais Manastırı`na geçildi. Gotik mimarı dönemi eseri Bellapais Manastarı Girne’ye hakim bir tepede yeşillikler içerisinde mutlaka görülüp ziyaret edilmesi gereken bir yer. Adanın önemli tarihi yapılarından Bellapais, Barış Manastırı anlamına geliyor. Tarihi mekanın içinde keyifli vakit geçirilecek gezinti parkı ve restorantlar yer alıyor. Biz de öğle yemeğimizi bu tarihi mekanda bulunan bir mangal restoranta geçirdik. Adaya özgü yemeklerin başında gelen şeftali kebabının yanı sıra, hellim peyniri verilen ikramlar arasındaydı. Lezzetli yemeklerin ve hoş sohbetlerin ardından, tarihi alan içinde biraz gezinip ekip halinde fotoğraflar çektirdik.

Öğle yemeğinin ardından Girne şehir merkezinde yürüyüp hem alışveriş hem de sahilde vakit geçirdik. Çarşı içinde bulunan işyerleri ağırlıklı olarak hediyelik eşya satan dükkanlardan oluşuyor. Türkiye`den alışık olduğumuz alışverişte pazarlık yapma konusu esnaf tarafından pek sevilmiyor. Etiket fiyatı neyse sizden o isteniyor. Çarşı içinden yürüyerek kısa sürede ulaştığımız Liman Bölgesi oldukça güzel. Girne’nin simgelerinden biri olan Girne Kalesi'nin gerçekten de harika bir manzarası var. Akdeniz’e hakim bir tepeye yapılmış ve marinanın içerisinden merdivenlerle çıkabildiğiniz kale görülmeye değer. Kalenin Bizanslılar tarafından Arap akınlarına karşı şehri korumak amaçlı yapıldığı ve M.Ö III ve II. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Girne’de limanda da güzel balık restoranları, kafeler ve barlar var. Zaten Girne’nin en hareketli yeri de burasıymış. Sıra sıra dizilmiş lokantalar, Girne’ye giden turistlerin ilk tercihi. Biz de bol bol fotoğraf çekip akşam vakti otelimiz Elexus`a doğru yeniden yol aldık. Son akşam otelin Spa merkezinde bulunan Türk Hamamında vakit geçirip, masaj yaptırarak günün yorgunluğunu atan ekibimiz, sabah erken saatlerde yeniden yola çıkıp Atlasglobal konforuyla önce İstanbul ve sonrasında Zürih`e kadar devam eden keyifli bir yolculuk yaptı.
Geziden kalanlar
Tüm ekip geride bıraktığımız Elexus Hotel ve Girne şehrine en yakın zamanda yeniden gelmeyi istiyordu. Ada`da trafiğin soldan akması hepimize garip geldi. Nedendir bilinmez trafiğin sol şeritten akması bizi yolculuk boyu tedirgin etti. Alışverişlerde Türk Lirası kullanılıyor, Euro ya da Sterlin de esnaf tarafından kabul ediliyor. İsviçre Frangı ile giderseniz mutlaka paranızı TL'ye çevirmeniz gerekiyor. Ailecek tatile çıkacak okurlarımıza mutlaka rehberle gezmelerini tavsiye ediyoruz. İşini iyi yapan rehberler sayesinde şehir turları daha da keyifli oluyor.
Ve son olarak Atlasglobal İsviçre Müdürü Didem Angün`e özel bir teşekkür yollamak istiyorum. İlk kez İsviçre`de yayın yapan Türk basını, onun sayesinde bir araya geldi. Herkes birbirini daha yakından tanıma ve kaynaşma fırsatı buldu. Uçuşlarda bizi en iyi şekilde ağırlayan Atlasglobal ekibine ve konakladığımız Elexus Hotel çalışanlarına ve yöneticilerine de ayrıca teşekkür ediyoruz.
[KTU / ID-5788]
Quelle: kA