Parlamento, İsviçre’nin beş otoyol bölgesini genişletmek için 5,3 milyar Frank bütçeli bir projeyi kabul etti. Bu projede Basel, Schaffhausen ve St. Gallen’de üç yeni tünel ve Bern ile Cenevre Gölü çevresinde A1 otoyolunun genişletilmesi planlanıyor. Ancak çevre örgütleri, özellikle İsviçre Taşıma Kulübü (VCS), bu projelerin trafik sıkışıklığını çözmekten ziyade daha da artıracağı gerekçesiyle projeye karşı çıkıyor ve referandum talep etti. Halkın bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu, zira 2016’da yapılan Gotthard Tüneli oylamasında %57’lik evet oyu çıkmıştı.
Parlamento, kira sözleşmeleri konusunda iki yeni düzenleme önerdi. İlki, mülk sahiplerinin ihtiyaç durumunda kira sözleşmelerini daha kolay feshetmesine olanak tanıyor. İkincisi ise kiracıların alt kiralama yapabilmesi için mülk sahibinden yazılı onay almasını şart koşuyor. Bu düzenlemeler, kiracı haklarını savunan grupların tepkisini çekti ve referanduma götürüldü. Artan kira bedelleri ve ekonomik zorluklar göz önüne alındığında, halkın bu değişikliklere nasıl tepki vereceği belirsiz.
Kasım ayında oylanacak bir diğer kritik konu, hastane finansmanında köklü değişiklikler getiren bir düzenleme. Mevcut sistemde, ayakta tedavi masrafları tamamen sağlık sigortaları tarafından karşılanırken, yatarak tedavi masraflarının %55’i kantonlar tarafından karşılanıyor. Yeni düzenleme, bu oranları bir anahtar üzerinden düzenleyerek dengelemeyi hedefliyor. Ancak sendikalar, bu düzenlemenin sigorta şirketlerine aşırı yetki vereceğini ve primlerde artışa yol açacağını öne sürerek referandum talep etti. Sağlık sisteminde yapılacak bu değişikliğin halk tarafından nasıl değerlendirileceği büyük bir soru işareti.
Bu oylamalar, İsviçre'nin hem sosyal hem de ekonomik geleceğini şekillendirecek nitelikte. Halkın vereceği karar, önümüzdeki yıllarda ülkede uygulanacak politikaları derinden etkileyecek.