Çeşitli Partilerden Tepki ve Alternatif Finansman Yolları
KDV artışına karşı hem sol hem de sağ kesimden tepki yükseldi. Sol kanattan SP ve Sendikalar Federasyonu, vergi artışının düşük gelirli haneleri orantısız şekilde etkilediğini savunarak plana karşı çıktı. Diğer yandan, FDP ve SVP partileri de 13. emeklilik maaşının mevcut AHV reformu çerçevesinde düzenlenmesini istiyor ve bu nedenle mevcut planı desteklemiyor.
Yeni kabul edilen “genel değerlendirme” adımı, özellikle merkez-sol partiler arasında bazı uzlaşma fırsatları sunuyor. SP’nin uzun zamandır önerdiği işçi katkı paylarıyla finansman fikri yeniden masaya yatırılacak. Şu anda işsizlik oranının %2.5 ile düşük olması ve ekonomik durumun iyi seyretmesi, bu önerinin kabul edilme şansını artırıyor. Buna göre, işsizlik sigortası (ALV) katkı payında bir indirim yapılırken, AHV katkı payı aynı oranda artırılabilir. Bu, işçi ve işverenlerin toplam katkı payının değişmeden kalmasını sağlayabilir.
Meclis ve Halkın Onayı Şart
Merkez ve SP partileri, bu ek harcamalar için kaynak bulma baskısı altında. Ancak, Ulusal Meclis, Ständerat ve olası bir referandumda halkın bu ek finansman çözümlerini onaylayıp onaylamayacağı belirsiz. Ayrıca, bu süreç ordunun bütçesi ve federal bütçe dengeleme konularıyla aynı dönemde gerçekleşeceği için dikkatler daha da yoğunlaşacak.
Diğer yandan, FDP ve SVP, kapsamlı bir AHV reformunu savunarak emeklilik yaşının yükseltilmesini yeniden gündeme getirme niyetinde. Ancak, halk bu yıl ilkbaharda yapılan bir referandumda, genç liberal parti Jungfreisinnigen’in sunduğu emeklilik yaşını yaşam beklentisine bağlama girişimini açık bir çoğunlukla reddetmişti. Yeni bir reformun da halk nezdinde dirençle karşılaşabileceği tahmin ediliyor.
AHV Fonunda Ciddi Riskler
Eğer ek finansman sağlanamazsa, AHV Fonu ciddi risklerle karşı karşıya kalacak. 2026-2028 yıllarında fonun mali durumu sabit kalacak gibi görünse de, 2029’dan itibaren ek finansman veya reform olmadan yıllık 1 milyar franklık bir kayıpla karşı karşıya kalınacak. Bu durum, Federal Parlamento üzerindeki baskıyı artırarak, sürdürülebilir bir çözüm için harekete geçmeyi zorunlu kılıyor.