Dergimizin bu ayki sayısında yer alan haberlerin birinde Luzern`de ve Basel`de bulunan Psikiyatri kliniklerinde hastalar üzerinde test edilen ilaçları okuyacaksınız. Haberde 1950 ile 1970 yılları arasında yüzlerce insan üzerinde, onların izni olmadan yapılan ilaç testleri aktarılıyor.
Hepimiz bir kobayız

Kliniklerin ücretsiz ilaç karşılığında yaptıkları testlerin sonuçları nedir bilinmez ancak bu testlerin hala devam ettiğini tahmin ediyorum. Haberin içeriğini ilk gördüğümde yıllarca gördüğüm romatizma tedavisi geldi aklıma. 11 yıl boyunca İsviçre`de faaliyet gösteren değişik hastane ve kliniklerde ağır romatizma tedavisi gördüm. Neredeyse kullanmadığım ilaç kalmadı diyebilirim. Hatta bir dönem aşırı ilaç kullanmaktan dolayı midemi kaybetme riskiyle karşılaşmış, uzun süre ilaçlarımı mide hapları eşliğinde almak zorunda kalmıştım. Ağrılarım inanılmaz şiddetli ağrılardı; bana sunulan hangi ilaç olursa olsun hemen kabul ediyordum çünkü biran evvel ağrılarımı dindirmek ve normal hareket edebilmek istiyordum. Kullanılan iğneler, serum tedavileri ve çeşit çeşit hapların haddi hesabı yoktu. Yanlız ben değil, etrafımda romatizmal hastalığı olan bir çok tanıdığım da aynı şekilde tadaviler gördü. Ağrılarını dindirmek ve sağlıklarına kavuşabilmek için benim gibi önlerine getirilen her türlü ilacı denediler yani kobay olarak kullanıldılar.
Bazı okurlarımız Kobay olarak kullanıldık sözünü belki çok ağır bulabilirler ancak bunu kullanmamın altında yatan en büyük sebep şu; sunulan ilaçların birçoğu piyasaya yeni çıkmış ilaçlardı. Hatta bazı ilaçlar ücretsiz olarak sunuldu bize. Sigorta ödemeyi kabul etmeyince, tedaviyi yapan doktorlardan “tamam bir deneyelim ilaç şirketi para istemiyor” sözünü dahi duydum. Ben ya da başkası farketmez, bahsetmiş olduğum haberin içinde 1950 yıllarında yaşanmış olan bir konu aktarılıyor. Benim buradan anlatmaya çalıştığım şey şu; deneyler hala devam ediyor. Sizin acı çektiğiniz ve tadavi gördüğünüz zamanlar ilaç şirketleri için büyük fırsat, çünkü tedaviniz boyunca en iyi kobay sizsiniz.
Hoşgeldin 2018
Sanki daha dün hoşgeldin 2017 yazmış gibi hissediyorum. Zaman ne kadar hızla akıp gidiyor. “Ömür dediğin ne ki, göz açıp kapayıncaya kadar biter gider”demişler… Gerçekten çok doğru. Bizden öncekiler de geçti bu yollardan, biz de geçiyoruz. Her ne olursa olsun nefes almaya devam ettiğimiz sürece bu yolda ilerlemeye ve yaşam için mücadele vermeye devam edeceğiz. Bu bağlamda 2018 yılının tüm Pusula okurlarına başta sağlık, bol bol mutluluk ve bereket getirmesini temenni ediyoruz. Umarız yeni takvimle birlikte dünyada barışın hakim olduğu, silahların sustuğu mutlu bir yıl başlar. Yeni yılda daha güzel haberlerde görüşmek üzere, kalın sağlıcakla…
Quelle: kA