
İsviçre’deki St. Gallen Üniversitesi tarafından yapılan ve İsviçre Ulusal Bilim Vakfı (SNF) tarafından desteklenen yeni bir araştırma, palm yağı üretiminde kullanılan sürdürülebilirlik sertifikalarının, küçük çiftçiler ve çevre açısından düşündürücü sonuçlar doğurabileceğini ortaya koydu.
Sertifikalı üretim verimliliği düşürüyor
Araştırma ekibi, Malezya'nın Borneo adasının kuzeyinde yer alan 144 palm yağı plantasyonunu 2017-2023 yılları arasında uydu görüntüleriyle inceledi. Bu plantasyonların yarısı büyük ölçekli üreticilere, diğer yarısı ise küçük çiftçilere ait. Sertifikasyon sürecinin öncesi, süreci ve sonrasını kıyaslayan araştırmacılar, 2018’den itibaren palm yağı ağaçlarının kapladığı alanın azaldığını tespit etti.
Bu düşüşün kuraklık, hastalık veya fiyat dalgalanmaları gibi dış etkenlerle açıklanamayacağını belirten araştırmacılar, verimliliğin düşmesinin doğrudan sürdürülebilirlik sertifikasyon süreciyle bağlantılı olduğunu ifade ediyor. Sertifika alabilmek için yapılan hazırlıkların, özellikle küçük çiftçilerin üretim kapasitesini olumsuz etkilediği anlaşılıyor.
Sürdürülebilirlik hedefi tersine dönebilir
Sertifikalar, çevreyi koruma amacıyla geliştirilse de, bu verimlilik düşüşü beklenmeyen olumsuz sonuçlar doğurabilir. Üreticiler, düşen kazançlarını telafi etmek için plantasyon alanlarını genişletme yoluna gidebilir. Bu durum, yasal olarak korunan tropikal ormanlara olmasa da, hâlâ yüksek biyoçeşitliliğe sahip başka bölgelerde ormansızlaşmaya neden olabilir. Ayrıca, düşük üretim seviyeleri küçük çiftçileri ekonomik açıdan zor durumda bırakabilir.
Kriterlerin gözden geçirilmesi çağrısı
Çalışmanın baş araştırmacılarından Doktorant Nina Zachlod, bu verilerin ardından sürdürülebilirlik sertifikası kriterlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle gübre kullanımı ve plantasyon yönetimi gibi konularda daha esnek ve yerel koşulları dikkate alan düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtiyor. Böylece plantasyonların başka bölgelere yayılmasının önüne geçilebilir ve hem çevre hem de üreticiler korunmuş olur.
Dünya üretiminin %80’i iki ülkeden
Palm yağı üretiminin %80’inden fazlası Endonezya ve Malezya’dan geliyor. 2002/03 döneminde dünya genelindeki tüketim 30 milyon ton iken, 2025 yılında bu miktarın 80 milyon tona çıkması bekleniyor. Talebin bu denli arttığı bir dönemde, sürdürülebilirlik hedeflerinin üretim gerçekleriyle uyum içinde olması, sadece çevresel koruma açısından değil, gıda güvenliği ve çiftçi refahı açısından da büyük önem taşıyor.