Yakın zamanda gerçekleştirilen bir ankette, sosyal medyada kadın düşmanlığına ilişkin soruya bir Z kuşağı üyesi, "Kadınlara yönelik nefret her yerde ve erkeklerin çevrimiçi davranışlarını şekillendiriyor," şeklinde yanıt verdi. Buna karşılık genç bir erkek, "Bu kadar abartılacak bir şey değil, sadece eğlenceli," dedi.
Bu hafta Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan ankete göre, İngiltere’deki Z kuşağı sosyal medya kullanıcılarının (13-28 yaş arası) yüzde 73’ü internette kadın düşmanlığı içeren paylaşımlara tanık olmuş ve bunların yarısı her hafta bu tür içeriklerle karşılaştığını belirtiyor.
Anketin sonuçları, 13 yaşındaki bir çocuğun sosyal medya aracılığıyla bir kız öğrenciyi öldürmesini konu alan Netflix dizisi Adolescence'in yayınlanmasıyla birlikte sosyal medya platformlarının daha yoğun bir şekilde tartışıldığı bir dönemde açıklandı.
Dizinin ortak yapımcısı Jack Thorne, Birleşik Krallık hükümetine, Avustralya’nın 16 yaş altındaki çocuklar için sosyal medyayı yasaklama kararına benzer bir şekilde, 16 yaş altına akıllı telefon kullanımını yasaklama çağrısında bulundu. Ancak uzmanlar, yasağın sorunun kökenine inmediğini söylüyor.
Şu anda, 16 yaş altındaki çocuklar için sosyal medya yasağının işe yaradığını gösteren herhangi bir veri bulunmuyor.
Lancet Regional Health Europe dergisinde yayımlanan en güncel ve türünün ilk örneği olan bir araştırma, İngiltere’de okullarda uygulanan akıllı telefon yasaklarının ruh sağlığı, uyku düzeni veya eğitim başarısı üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını ortaya koydu.
Ancak bu çalışma sınırlıydı, çünkü yalnızca okul saatlerinde uygulanan yasakları inceledi. Bazı ülkelerin önerdiği gibi tam bir yasak değerlendirilmedi.
"Toksik erkekliğin genç erkekler üzerindeki etkisi ve onların genç kızlara karşı davranışlarını nasıl şekillendirdiği beni en çok korkutan şey," diyor sosyal medya bilinçlendirme grubu Raise’in kurucusu Drew Benvie.
Benvie, sosyal medya kullanımını 16 yaşına kadar kısıtlamanın da işe yaramayabileceğini belirtiyor, çünkü çocukların sosyal medyanın zararları hakkında eğitilmesi için çok geç olabilir.
"Şu anda, çocukların 16 yaşına geldiklerinde sosyal medyaya tam erişim sağladığını görüyoruz. Peki, çocuk 15 yaş ve 364 günlük olduğunda ne olacak?" diye soruyor Benvie.
Bir diğer sorun ise çocukların her zaman yasakları ve ebeveyn denetimlerini aşmanın bir yolunu bulmaları.
"Belirli bir yaş grubuna sosyal medyayı yasaklamak riskli bir hamle. Bunun uygulanması inanılmaz derecede zor olacak. Eğer mümkün olsa bile, çocuklar bir şekilde bunu aşmanın yolunu bulacaktır," diyor Benvie. Örneğin, ABD’de TikTok yasağını aşmak için çocuklar VPN kullanıyor.
Benvie, yasakların sosyal medya yerine mesajlaşma uygulamalarının kullanımını artırabileceğini ve bunun daha da zararlı olabileceğini söylüyor. Çünkü bu tür platformlarda içerikler daha az denetleniyor ve ebeveynler tarafından görülemiyor.
Sosyal medya şirketleri, platformlarını çocuklar için daha güvenli hale getirmek adına bazı adımlar attı.
TikTok, 16 yaş altındaki kullanıcılar için akşam 10’dan sonra otomatik olarak devreye giren bir farkındalık aracı sundu. Bu özellik, "Sizin İçin" akışını kesintiye uğratarak tam ekran uyarı gösteriyor, sakinleştirici müzik çalıyor ve mavi ışık filtresi açıyor.
Ayrıca, ebeveynlerin belirli saatlerde çocuklarını TikTok’tan uzak tutmasını sağlayan yeni kontroller de getirildi.
Diğer platformlar da ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımını akşam saatlerinde kısıtlamasına olanak tanıyor. Meta, ebeveynlere daha fazla kontrol sağlayan Instagram genç hesaplarını tanıttı.
Londra Ekonomi Okulu’ndan (LSE) medya ve iletişim bölümü profesörü Sonia Livingstone, TikTok’un sunduğu bu farkındalık aracının "biraz yardımcı olabileceğini, ancak çok da büyük bir etkisi olmayacağını" söylüyor.
Ancak Livingstone, ebeveyn kontrollerinin aile içinde bir uzlaşma ile uygulanması gerektiğini vurguluyor:
"Ebeveynlerin tek taraflı koyduğu kurallar genellikle çocuklar tarafından reddediliyor veya onlar bir şekilde bunları aşmanın yolunu buluyor," diyor.
“Kontrol kelimesini değiştirmek de iyi bir fikir olabilir, böylece çocuklar kendilerine dayatılan bir şey olarak görmezler.” Sosyal medya platformları, algoritmalarının kadın düşmanlığı içeren içerikleri yayma potansiyeline sahip olduğunu da kabul ediyor.
Geçen yıl yapılan bir araştırma, TikTok’un önerdiği kadın düşmanlığı içeren içerik seviyesinin beş gün içinde dört kat arttığını ortaya koydu. Algoritma, en çok ilgi gören içeriklere benzer videoları ön plana çıkararak bu tür içeriklerin daha fazla yayılmasına neden oluyor.
Benvie, tamamen yasaklamanın uygulanabilir bir çözüm olmadığı görüşünde. "Çocukları çevrimiçi yaşama erişimden tamamen uzak tutmak yerine, onlara çevrimiçi dünyada nasıl hayatta kalacaklarını öğretmeliyiz" diyor.