
Karar, İtalya’da yargılanan Kongo uyruklu bir kadının davasında verildi.Salı günü açıklanan kararda, ABAD, yanında küçük yaştaki çocuklarıyla Avrupa Birliği ülkelerine yasa dışı yollardan giriş yapan bir ebeveynin bu eyleminin suç teşkil etmeyeceğine dikkat çekti. Mahkeme, ebeveynin çocuklarına yönelik kişisel sorumluluğu ve aile yaşamına saygı gibi temel hakların bu durumu farklı bir çerçevede değerlendirmeyi gerektirdiğini ifade etti.
Kararın gerekçesinde, "Ebeveynin, çocuğuna karşı üstlendiği yükümlülükler ve temel haklar göz önüne alındığında, bu eylem yasa dışı göçü teşvik etmek değil, ailevi sorumluluğun yerine getirilmesi anlamına gelir" denildi. Bu açıklamayı, AB Adalet Divanı Başkanı Koen Lenaerts yaptı.
Dava konusu olayda, bir Kongo vatandaşı kadın, İtalya'nın Bologna kentindeki havaalanından iki küçük çocukla birlikte sahte pasaport kullanarak ülkeye giriş yaptı. Kadının yanında, kızının yanı sıra, annesi vefat etmiş olan yeğeni de bulunuyordu. Kadın, eski eşinden tehdit aldığı için Kongo'dan kaçtığını ve çocukların fiziksel sağlığından endişe duyduğu için onları yanına aldığını belirtti.
Bu olay sonrasında İtalya'da yasa dışı göçe yardım etmekle suçlanan kadın tutuklandı. Ancak davaya bakan Bologna Mahkemesi, olayın Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı ile çelişip çelişmediğini ve 2002 yılında yürürlüğe giren yasa dışı göçü önleme direktifi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini Avrupa Birliği Adalet Divanı’na sordu.
ABAD, verdiği kararda, söz konusu davranışın yasa dışı göçü kolaylaştırma anlamına gelmediğini, aksine ailenin bir arada kalmasını ve çocuğun bakımını hedefleyen insani bir sorumluluk olduğunu ifade etti. Mahkeme ayrıca, kadının uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olmasının, onun AB topraklarında yasa dışı olarak bulunmadığı anlamına geleceğini vurguladı.
Koen Lenaerts, davada ilk derece mahkemesi bir karar verene dek kadının bu nedenle yasa dışı sayılmayacağını da belirtti.
Bu önemli karar, aile bağları içinde gerçekleşen göç hareketlerinin cezalandırılmaması ve göçmen çocukların korunması yönünde Avrupa'daki yargı pratiğine yeni bir yön vermiş oldu.