İsviçre’deki birçok anne çocuğunu doğurduktan sonra kariyerine ara veriyor. Bebek molasında ve sonrasında oluşan finansal sonuçlar çok büyük. Çocuk sahibi olmak çok masraflı, ancak sadece kıyafetler, bebek bakımı, bebek bezleri ve bebek arabası ebeveynlerin bütçesini zorlamıyor. Özellikle annelerin çalışmaya ara vermesiyle önemli ölçüde gelir kaybı yaşanıyor.
Çocuk sahibi olan kadınların maddi kaybı çok büyük

NZZ am Sonntag Gazetesi’nin haberine göre, Neuchâtel Üniversitesi tarafından Pro Familia adına yapılan son çalışma, çalışan bir kadının bebek molası verdiği zamanlarda oluşan gelir kaybının 900.000 Frank’a kadar çıkabildiğini gösteriyor.
Gazete yayınladığı haberde, çalışmanın yazarı Alexandra Kis’in sözlerine yer verdi. Kis’e göre genç annelerin, bebek molasının önemli finansal sonuçları olduğunu bilmeleri gerekiyor. Ekonomik açıdan kariyerine ara vermek yerine yarı zamanlı çalışmak daha mantıklı.
İsviçre’de okul öncesi yaşlarda çocuğu olan 270.000 annenin yaklaşık yarısı kariyerini durduruyor. Çocuk sahibi olan kadınların dörtte biri doğumdan on yıl sonra dahi çalışmıyor. Bebek molası genelde ortalama 9,2 yıl sürerken, üniversite mezunu olan kadınlarda ortalama 6,7 yıl. Araştırmanın sonucuna göre, bebek molasının getirdiği kesinti, 400.000 ila 450.000 Frank arasında bir ücret kaybına yol açıyor.
Üstelik bu sadece başlangıç: Moladan sonra tekrar çalışmak isteyen annelerin, kariyer fırsatları ve dolayısıyla maaşları da düşüyor. Maaşları her bebek molası yılında yüzde 3,2 oranında azalıyor. Üniversite mezunu bir anne, mola öncesine kıyasla ortalama yüzde 22 daha düşük bir gelire sahip oluyor. Çalışmaya göre, bu gelir kaybı meslekte geri kalan yıllar boyunca 480.000 Frank ek gelir kaybına yol açıyor.
Emeklilikteki kayıplar ise hesaplamaya dahil değil. NZZ am Sonntag Gazetesi’nin yazdığı üzere, kadınlar erkeklerin emekli maaşının yarısına sahip. Kadınlar ikinci sütunda ortalama olarak aylık 1.200 Frank alırken, erkekler 2.300 Frank elde ediyor. Bundan sorumlu faktörlerden biri, cinsiyetler arasındaki gelir eşitsizliği ve kadınların daha az çalışıyor olması.
Alexandra Kis’e göre, birçok anne iş hayatından kendi isteği dışında uzaklaşıyor. Bu nedenle şartların, annelerin doğumdan sonra çalışmaya devam etmek isteyip istemediğine özgürce karar verebilecek şekilde düzeltilmesi gerekiyor.
St. Gallen Üniversitesi’nden Patricia Widmer ise, yarı zamanlı işlerin çoğu zaman etkili olmadığını vurgularken, birçok annenin doğum izninden sonra fazla kalifiye oldukları mesleklerde çalışmaya başladığına ve bu nedenle kadınları doğru teşvik etmek gerektiğine dikkati çekti.
Benzer Haberler
En Çok Okunanlar
