
Çalışma, Büyük Patlama’nın aslında dev bir kara deliğin çöküşü sırasında gerçekleşen bir “Büyük Sıçrama” (Big Bounce) olabileceğini öne sürüyor.
Büyük Sıçrama yaklaşımı
İngiltere Portsmouth Üniversitesi’nden Enrique Gaztañaga liderliğindeki ekip, dev bir gaz bulutunun kendi kütleçekimiyle çökerken sonsuz yoğunluklu bir tekilliğe ulaşmak yerine belli bir noktada geri sıçradığını savunuyor. Bu sıçrama, kozmologların Büyük Patlama sonrasında yaşandığını düşündüğü hızlı genişlemeye benzer bir evren ortaya çıkarmış olabilir.
Gaztañaga, BBC Science Focus’a yaptığı açıklamada, gözlemlenebilir evrenimizin aslında daha büyük bir evrenin içindeki kara delikte oluşmuş olabileceğini dile getirdi.
Kara delik evren modeli
“Büyük Sıçrama” teorisi, evrenin tek bir patlama ile başlamadığını; öncesinde bir çöküş yaşadığını, yoğunlaştıktan sonra yeniden genişlemeye geçtiğini savunuyor. Bu modele göre evrenimiz hâlâ bir kara deliğin içinde bulunuyor olabilir. Hatta evrendeki bazı kara deliklerin de kendi küçük evrenlerine sahip olabileceği öne sürülüyor.
Gaztañaga, bu durumu “iç içe geçmiş Rus bebekleri (matruşka) gibi” şeklinde tanımlıyor. Ancak yalnızca çok büyük kara deliklerin, yıldızlar ve galaksiler barındırabilecek kadar kararlı evrenler yaratabileceği ifade ediliyor.
Standart modele alternatif
Mevcut kozmoloji modeli evrenin oluşumunu açıklamak için “enflasyon dönemi” ve “karanlık enerji” gibi ek varsayımlar gerektirirken, kara delik evren modeli yalnızca kütleçekim ve kuantum mekaniğiyle evrenin genişlemesini ve hızlanmasını açıklayabiliyor. Yine de bu teori, karanlık maddenin doğasına dair bir yanıt sunmuyor.
Gözlemlerle test edilebilir mi?
Teorinin öne sürdüğü bazı öngörüler, gelecekte gözlemlerle sınanabilir. Bunlardan biri, evrenin tamamen düz değil, hafif kavisli küresel bir yapıda olması gerektiği. Avrupa Uzay Ajansı’nın Euclid uydusunun yapacağı hassas ölçümlerin 2030’da sonuçlanması bekleniyor.
Ayrıca, evrenin önceki çöküş evresinden kalmış “kalıntı kara delikler” veya “kalıntı nötron yıldızları”nın günümüzde hâlâ var olabileceği düşünülüyor. Bunların galaksilerin oluşum sürecinde iz bırakmış olabileceği ve gözlemlerle saptanabileceği belirtiliyor.
Gaztañaga, “Eğer bu doğruysa şu anda bir kara deliğin içinde yaşıyoruz” diyerek, teorinin kozmolojiye bakış açısını kökten değiştirme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor.