İsviçre’de zaten yükselişte olan bu araçların satışlarının, hedeflerin karşılanabilmesi için daha da artması gerekiyor.
Yeni düzenlemeler, binek araçlar, hafif ticari araçlar ve artık ağır ticari araçlar için de daha düşük emisyon sınırları getiriyor. İsviçre Özgür Otomobil Ticareti Derneği (VFAS) Başkanı Roger Kunz, yeni hedeflerin önceki değerlerden ortalama %15 daha düşük olduğunu belirtiyor. Bu, özellikle otomobil ithalatçıları için büyük bir meydan okuma. Kunz’e göre, bir distribütörün 2025 yılında sanksiyondan kaçınabilmesi için 2024’e göre iki kat daha fazla elektrikli araç satması gerekecek.
Son yıllarda, özellikle de pandemi sonrası, elektrikli ve hibrit araç satışlarında belirgin bir artış yaşandı. 2019 yılında satılan araçların sadece %13’ü elektrikli veya hibritken, 2024’te bu oran %66’ya yükseldi. Ancak toplam araç satışları, pandemi sonrası dönemde hala düşük seviyelerde seyrediyor.
Piyasanın büyümesi için, elektrikli araçların yalnızca lüks segmentte kalmaması gerektiği belirtiliyor. VFAS Başkanı Kunz, düşük bütçeli elektrikli araçlara olan ihtiyacı vurguluyor. Bunun yanında, otomobil firmaları, elektrikli araçların cazibesini artırmak için çeşitli kampanyalar düzenliyor. Auto-Schweiz Direktörü Thomas Rücker, sıfır faizli leasing gibi teklifler sunarak elektrikli araçların müşterilerin dikkatini çekmesini sağlamaya çalıştıklarını ifade ediyor.
Yeni düzenlemelere uyulmaması durumunda, ithalatçılar ciddi yaptırımlarla karşılaşabilir. Thomas Rücker, mevcut elektrikli araç kabul oranlarına bakıldığında, 2025 hedeflerinin gerçekçi olmadığını ve ithalatçıların yüz milyonlarca İsviçre Frangı ceza ödeme riskiyle karşı karşıya olduğunu dile getiriyor.
Bu yeni düzenlemelerle birlikte, otomotiv sektörü yalnızca daha çevre dostu araçlar üretmekle kalmayıp, tüketicilerin bu araçlara olan ilgisini artırmaya yönelik ciddi bir strateji geliştirmek zorunda. Elektrikli araçların geleceği, hem tüketicilerin hem de sektörün bu değişime ne kadar hızlı adapte olacağına bağlı olacak.