
Yeni modelin, önceki sürümlere göre daha gelişmiş yazma becerilerine sahip olduğu ve özellikle doğru bilgiye ulaşamadığında cevap uydurma ihtimalinin daha düşük olduğu belirtiliyor. Ayrıca GPT-5, sağlıkla ilgili soruları yanıtlarken potansiyel tıbbi riskleri daha iyi tanımlayabiliyor.
Bu sürümle birlikte GPT-5, insan müdahalesine ihtiyaç duymadan belirli görevleri gerçekleştirme ve karar alma gibi “etken” özellikler kazanmış durumda. Özellikle yazılım geliştiricilerin işini kolaylaştıracak bu yetenekler, GPT-5’i daha otonom bir yapay zekâ haline getiriyor.
OpenAI ayrıca, yeni modelin web siteleri, uygulamalar ve oyunlar geliştirebildiğini, Gmail ile Google Takvim gibi çeşitli Google hizmetleriyle entegre olabildiğini de duyurdu.
ChatGPT’yi araştırma amaçlı deneyen kullanıcılar ise artık dört farklı “karakter” arasından seçim yaparak sohbet deneyimlerini kişiselleştirebilecek.
GPT-5’in tanıtımı, OpenAI’ın haftanın başında piyasaya sürdüğü açık kaynaklı gpt-oss serisinin ardından geldi. Şirketin 2019’daki GPT-2’den bu yana kaynak kodunu paylaştığı ilk model olan bu seri, geliştiricilere özel uygulamalar için daha rahat özelleştirme imkânı sunuyor.
Bu lansman neden kritik?
GPT-5’in tanıtımı, yapay zekânın insan yönlendirmesi olmadan çok adımlı işlemleri gerçekleştirebildiği bir dönemin habercisi olarak görülüyor.
Amazon’un verdiği bir örneğe göre, bu tür gelişmiş yapay zekâ temsilcileri, bir müşteri hizmetleri merkezinde soruları otomatik olarak yanıtlayabiliyor, iç sistemlerde bilgi arayıp çözüm sunabiliyor veya gerekirse konuşmayı bir gerçek personele devredebiliyor.
OpenAI CEO’su Sam Altman, bu yılın başlarında yaptığı bir açıklamada, ilk yapay zekâ ajanlarının kısa süre içinde iş hayatına katılacağını ve şirketlerin verimliliğini kökten dönüştürebileceğini söylemişti.
Haziran ayında yayımladığı bir blog yazısında Altman, bu tür bir ajanın birkaç yıllık deneyime sahip bir yazılım mühendisinin günler süren işlerini kısa sürede tamamlayabileceğini dile getirmişti.
Yine de Altman, bu ajanların tüm yaratıcı fikirlere sahip olmayacağını, önemli ölçüde insan rehberliği gerektireceğini ve bazı alanlarda başarılı olurken bazı alanlarda yetersiz kalabileceğini de vurgulamıştı.
Altman’a göre bu araçlar, bilgiye dayalı işlerde görev alabilen, henüz gelişiminin başında olan ancak potansiyeli yüksek “dijital iş arkadaşları” olarak düşünülebilir.
OpenAI, yapay zekâ ajanları geliştiren ilk şirket değil. Microsoft ve Google da yakın zamanda, firmaların ihtiyaçlarına özel olarak uyarlanabilen benzer yapay zekâ ajanlarını kullanıma sunmuştu.