
31 Mart 2020’de Madrid’deki bir tesiste görev yapan UME (Acil Durum Askeri Birimi) personelinin çekildiği bir fotoğraf, bu tartışmaların ciddiyetini hatırlatıyor.
13 ay içinde 850 milyon enfeksiyon ve 60 milyon ölüm tahmini içeren senaryo, her ne kadar bilim kurgu anlatılarını andırsa da uzmanlar bunun gelecekte gerçekleşebilir bir ihtimal olduğunu dile getiriyor.
Dünyanın farklı bölgelerinden teknoloji, güvenlik ve terörle mücadele alanında çalışan uzmanlar, olağanüstü bir “masa başı tatbikatı” için bir araya geldi. Kurgulanan senaryoda, radikal bir grubun yapay zekâ desteğiyle laboratuvarda yeni bir enterovirüs üreterek küresel bir salgın başlattığı varsayıldı. Söz konusu virüsün kolayca solunum yoluyla bulaşabildiği ifade edildi.
Toplam 14 uzmanın yer aldığı bu çalışmada, yapay zekanın biyolojik tehditler üzerindeki etkisine dair çarpıcı değerlendirmeler yapıldı.
Tıp alanında devrim yaratan yapay zeka; ilaç, tedavi ve aşı geliştirme süreçlerini hızlandırırken, aynı zamanda kötü niyetli kişilere tehlikeli biyolojik ajanlar üretme imkânı da verebileceği gerekçesiyle endişe yaratıyor.
Tatbikatın organizasyonunda Nükleer Tehdit Girişimi (NTI) ve Münih Güvenlik Konferansı yer aldı. Hazırlanan raporda, yapay zekâdaki hızlı ilerlemenin “biyolojik silah geliştirme konusundaki engelleri azalttığı ve bu alana erişimi hiç olmadığı kadar kolaylaştırdığı” vurgulandı.
Aynı raporda mevcut güvenlik önlemlerinin bu yeni riskler karşısında yetersiz kaldığı belirtilerek, hükümetlere yapay zeka kaynaklı biyolojik tehditlere yönelik ortak bir uluslararası strateji oluşturma çağrısında bulunuldu.
Uzmanlar ayrıca, alınacak tedbirlerin bilimsel ve tıbbi yenilikleri aşırı düzeyde kısıtlamaması gerektiğinin altını çiziyor.







