
OpenAI CEO’su Sam Altman’ın yaptığı bir paylaşım, ChatGPT gibi büyük dil modelleriyle iletişimde nezaketin maliyeti konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Altman, kullanıcıların “lütfen” ve “teşekkür ederim” gibi ifadeler kullanmasının şirkete onlarca milyon dolara mal olduğunu ifade etti.
Sebebi ise oldukça net: Girdi ne kadar uzun olursa, modelin işlem gücü ihtiyacı da o kadar artıyor. Bu durum yalnızca daha fazla maliyet değil, aynı zamanda daha yüksek enerji tüketimi anlamına geliyor. Yani nezaket, çevresel açıdan bir tehdit haline gelebiliyor.
Kullanıcıların yarısı hâlâ nazik
Altman’ın bu açıklamasının ardından “20 Minuten” tarafından düzenlenen bir ankete 15.000'den fazla kişi katıldı. Katılımcıların %49'u yapay zekâ ile genellikle veya her zaman kibar konuştuklarını belirtti. %19'u ara sıra, %21'i ise nadiren ya da hiç kibar olmadığını ifade etti. %11’lik bir kesim ise hiç yapay zekâ kullanmadığını söyledi.
Bir kullanıcı, “İnsanlık açısından nezaket paha biçilemez, ama teknik olarak bakıldığında ciddi bir maliyeti var,” diyerek bu duruma tepki gösterdi. Bir diğeri ise, “Bu durum beni düşündürüyor. Sosyal olarak kabul gören nezaket kalıplarının enerji israfına yol açtığını hiç düşünmemiştim,” dedi.
Bir başka kullanıcı ise daha endişeliydi: “Günlük iletişimde nezaketi bırakmamız, insan ilişkilerimize de zarar verir. Uzun vadede kibar olmayı unutabiliriz.”
Psikolog Fichter: “Yine de kibar kalmalıyız”
Ekonomi psikoloğu Christian Fichter, yapay zekâya karşı neden yine de kibar kalmamız gerektiğini dört maddede açıklıyor:
1. Enerji tüketimi abartılıyor
Fichter’e göre, ChatGPT’ye kibar davranmanın çevresel etkisi sanıldığı kadar büyük değil. “Elbette daha uzun metinler daha fazla işlem gücü gerektiriyor ve genel olarak yapay zekâ veri merkezleri çok enerji tüketiyor. Ancak nazik olmak için kullanılan birkaç kelimenin etkisi ihmal edilebilir düzeyde. Ayrıca yapay zekâ sayesinde elde edilen verimlilik başka alanlarda enerji tasarrufu sağlıyor,” dedi.
2. Kaba olmak doğamıza aykırı
Fichter, insan doğasının empatiye dayandığını hatırlatıyor: “İnsan, doğası gereği meraklı ve kibardır. Bu özellik, makinelerle iletişimde de kendini gösteriyor ve kolayca bastırılamaz.”
3. Kendi davranış biçimimizi biz belirliyoruz
Fichter’e göre çocuklara da bu şekilde açıklama yapılabilir: “Makineye değil, kendimiz için nazik olmalıyız. Çünkü nazik olmak bir karakter meselesidir. Eğer sürekli olarak makinelerle kaba bir şekilde konuşursak, bu tavrımız gerçek hayata da yansır.”
4. Kim bilir, belki bir gün işimize yarar
Psikolog, son olarak biraz mizahi ama düşündürücü bir noktaya değiniyor: “Kim bilir, belki birkaç on yıl içinde makineler karar mercii olacak. O zaman 2025 yılında onlara kibar davranmış olmak bize avantaj sağlayabilir.”