
Spiez Laboratuvarı, özellikle Japonya’daki Fukuşima felaketinin çevresel etkilerinin izlenmesi çalışmalarına devam edecek.
UAEA Direktörü Rafael Grossi, mevcut ortaklığı teyit ederek 2025-2028 dönemi için yeni çalışma planını açıkladı. Bu plan kapsamında laboratuvar, okyanusa salınan su örneklerinin toplanması ve analiz edilmesi görevini sürdürecek.
İsviçre Federal Nüfus Koruma Dairesi, Spiez Laboratuvarı’nın nükleer, biyolojik ve kimyasal tehditlere karşı korumaalanında dünya çapında saygın bir bilimsel kurum olduğunu vurguladı.
Gaz, radyasyon ve virüs tehditlerine karşı mücadelede bir asırlık deneyim
1925 yılında Wimmis Gaz Analiz Laboratuvarı adıyla kurulan Spiez Laboratuvarı, başlangıçta kimyasal silah tehdidine karşı araştırmalar yapmak üzere tasarlanmıştı. Zamanla faaliyet alanı genişleyerek radyolojik analizlerden biyolojik ajanlara kadar uzandı.
Bugün Spiez Laboratuvarı, İsviçre’de kimyasal ve biyolojik savaş ajanlarını üretme ve analiz etme yetkisine sahip tek merkez olma özelliğini taşıyor. Bilim insanları burada dünyanın en yüksek radyoaktif toprak örneklerini de inceliyor.
Laboratuvarın uzmanları geçmişte:
- Çernobil nükleer felaketini erken tespit eden ilk ekipler arasında yer aldı,
- Suriye’deki sarin gazı saldırılarını analiz etti,
- Birleşik Krallık’ta eski Rus ajanının Novitchok ile zehirlenmesi olayında görev aldı.
Bu tür son derece tehlikeli maddeler, sadece özel eğitimli birkaç uzman tarafından, üst düzey güvenlik koşullarında inceleniyor.
Ölümcül koronavirüs örnekleri de burada saklanıyor
Spiez Laboratuvarı ayrıca, MERS-CoV gibi yüksek riskli koronavirüs örneklerini de muhafaza ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), laboratuvarı biyolojik örneklerin uluslararası referans deposu listesine dahil ettiğini açıkladı.
MERS-CoV virüsü, vakaların yaklaşık %37’sinde ölümcül seyreden solunum yolu hastalıklarına yol açıyor. Bu virüse karşı hâlen onaylanmış bir aşı ya da ilaç bulunmuyor.







