Bu yenilik, köşe yazılarının geleceğini tartışmaya açıyor: Artık fikir yazıları da algoritmaların süzgecinden mi geçecek?

Örneğin, Joan C. Williams'ın LA Times'ta yayınlanan makalesinde, Demokratların 2024 seçimlerinde Donald Trump'ın başarısını anlayabilmek için kültürel boyutları daha iyi kavramaları gerektiği savunuluyor. Williams, ilerici kesimin işçi sınıfıyla daha etkili bir bağ kurabilmesi için bazı stratejik değişikliklere gitmesi gerektiğini vurguluyor.

Ancak tartışmalı nokta, bu yazının altında yer alan “Insights” başlığıyla başlıyor. AI tarafından hazırlanan bu bölümde yazının politik eğilimi “merkez sol” olarak tanımlanıyor ve yazının özeti sunuluyor. Ardından ise konuya dair zıt görüşlere yer veriliyor.

Yapay zeka bu karşıt bakışlarda, bazı Demokrat stratejistlerin sadece ekonomik mesajlara odaklanılması gerektiğini savunduğunu; LGBTQ+ hakları ya da iklim politikaları gibi konularda geri adım atmanın seçmen tabanını olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Ancak bu değerlendirme, Williams’ın makalesinde verdiği bazı açıklamalarla doğrudan çelişiyor.

Eleştirmenlere göre yapay zekanın bu analizleri, köşe yazarlarının fikirler üzerindeki otoritesini zayıflatıyor. Hatta bu durum, LA Times'ın sahibi milyarder Patrick Soon-Shiong’un Trump yönetimine yakınlaşma stratejisinin bir uzantısı olarak yorumlanıyor.

Soon-Shiong, gazeteyi 2018'de satın almış ve geçtiğimiz yıl Kamala Harris’e açık destek vermekten kaçınmıştı. “Sadece tek görüşe yer verirseniz, bir yankı odası oluşturmuş olursunuz,” diyen Soon-Shiong’un bu yaklaşımı, gazetenin köşe yazılarını iki taraflı hale getirme çabasını da şekillendiriyor.

Yeni AI Insights özelliğiyle birlikte, LA Times yazarlarının yazıları da bu çerçevede değerlendiriliyor. Jackie Calmes’in Trump yönetimi ile Nazi Almanyası arasındaki benzerlikleri irdelediği yazı “merkez sol” olarak sınıflandırılırken; LZ Granderson’un LGBTQ+ sembollerinin kamusal alandan kaldırılmasını eleştiren yazısında da karşı görüş olarak muhafazakar çevrelerin “geleneksel değerlerle çatışma” endişelerine yer veriliyor.

Bu gelişmeler, gazetenin editoryal kadrosunda da sarsıntılar yarattı. Harris’e destek verilmemesi üzerine altı editörden üçü istifa etti, kalan üçü de zamanla gazeteden ayrıldı.

Sadece LA Times değil, Washington Post da benzer bir çizgiye kayıyor. Jeff Bezos’un sahibi olduğu gazete, artık bireysel görüşlere değil, “kişisel özgürlükler” ve “serbest piyasa” temalarına odaklanacak. Bu politika değişikliğinin ardından, 1984’ten beri gazetede yazan Ruth Marcus da görevini bıraktı.

Eleştirmenler, medya sahiplerinin yapay zeka odaklı bu yeni yaklaşımının, gazeteciliğin niteliğini ve fikir özgürlüğünü tehdit ettiğini savunuyor. Eski op-ed editörü Mariel Garza’ya göre, köşe yazılarını yapay zeka ile sınıflandırmak okuyucuların zekasına hakaret anlamına geliyor. “Op-ed sayfalarının okuyucuları her zaman düşünen ve sorgulayan insanlardır,” diyor Garza.