Bu rakam, ülke tarihindeki en yüksek başvuru sayısı olarak kayıtlara geçti.
Kişi başına düşen patent başvuru sayısında, İsviçre – bir milyonun üzerinde nüfusa sahip ülkeler arasında – üst üste dördüncü yıl da dünya liderliğini sürdürdü. Bir önceki yıla kıyasla %3,2 oranında artış gösteren bu başvurular, İsviçre’nin Ar-Ge ve inovasyona verdiği önemin sürdürülebilirliğini ortaya koyuyor.
Yapılan başvuruların büyük bir kısmı medikal teknoloji alanında gerçekleşirken, onu ölçüm teknolojileri, tüketim ürünleri ve elektrikli makineler takip etti. 2023’e kıyasla en hızlı büyüyen alan ise bilgisayar teknolojileri oldu. Bu gelişme, dijital dönüşüm sürecinin İsviçre’deki yenilik ekosistemine etkisini açıkça gözler önüne seriyor.
Avrupa’daki üniversiteler arasında yapılan patent başvurularında İsviçre’den üç üniversite ilk 10 içerisinde yer aldı. ETH Lozan (EPFL) listenin en üst sıralarında bulunurken, ETH Zürih üçüncü sırada, Zürih Üniversitesi ise onuncu sırada konumlandı. Öte yandan özel sektörde Roche ve ABB firmaları, en fazla yenilik geliştiren kurumlar olarak öne çıktı.
Patent başvurularının kantonlara göre dağılımında Zürih liderliği elinde bulunduruyor. Onu sırasıyla Waadt, Cenevre, Zug, Basel-Stadt ve Aargau kantonları izliyor. Bu altı kanton, İsviçre genelindeki patent başvurularının yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor.
Bu istatistikler, İsviçre'nin bilgiye dayalı ekonomisinin ne denli güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. İnovasyonun sadece akademik çevrelerde değil, özel sektörde ve bölgesel düzeyde de geniş bir karşılık bulduğu görülüyor.