
OpenAI’nin ChatGPT ile yapay zekayı geniş kitlelere ulaştırmasının üzerinden üç yıl geçerken, kıta genelinde birçok ülke “egemen YZ” olarak tanımlanan yerli yapay zeka altyapılarını hayata geçiriyor.
Egemen YZ, bir devletin vatandaşlarına sunduğu yapay zeka sistemlerini dış aktörlere ihtiyaç duymadan geliştirme, barındırma, işletme ve yönetme kapasitesi anlamına geliyor. Böylece hem yabancı bulut sağlayıcılarının yargı yetkisinden hem de dış teknolojik bağımlılıktan sıyrılmak amaçlanıyor.
Avrupa Parlamentosu, Haziran ayında yayımladığı raporda, bloğun halen büyük ölçüde yabancı kaynaklı teknolojilere dayandığını kabul etmiş ve özellikle ABD menşeli şirketlerin bu alandaki Avrupa rekabetini sınırladığına işaret etmişti. ABD’nin 500 milyar dolarlık yerli YZ yatırımı göz önüne alındığında, bu bağımlılığın kısa vadede devam edeceği de raporda belirtilmişti.
AB, bu durumu tersine çevirmek için daha fazla araştırma yatırımı yapılması ve yeni, güçlü modeller geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu noktada ulusal hükümetler önemli roller üstlenmeye başlıyor.
Aşağıda Avrupa’da egemen yapay zeka girişimlerini öne çıkaran ülkeler yer alıyor:
Almanya
Almanya, yakın zamanda Sovereign Open Source Foundation Models (SOOFI) adını taşıyan kendi ulusal YZ projesini duyurdu. Bu girişim, ülkenin açık kaynaklı ve gelişmiş bir temel model üretmesini hedefliyor. Alman hükümeti, SOOFI’nin gelecekte şirketlerin geliştireceği yapay zekâ ürünlerine temel oluşturacağını belirtiyor. Teknolojinin YZ kontrollü robotlar gibi karmaşık görevlerde kullanılacağı ifade ediliyor.
Projeye katkı sunan akademisyenlerden Leibniz Hannover Üniversitesi’nden Wolfgang Nejdl, SOOFI ile Avrupa’nın yeni nesil yapay zekâ modellerinin “tamamen kendi kontrolünde” olmasını sağlamayı amaçladıklarını vurguladı. Nejdl’e göre, Avrupa değerleriyle uyumlu büyük modeller özellikle eğitim, sağlık, kamu hizmetleri ve üretim gibi hassas alanlarda güven oluşturmak için vazgeçilmez.
Telekom devi Deutsche Telekom ve T-Systems, projenin 100 milyar parametreye sahip bir modele ulaşmasını hedeflediklerini açıkladı. Modelin eğitimi için yaklaşık 130 NVIDIA çipinin kullanıldığı ve gelecek yılın Mart ayında 1.000’den fazla GPU’nun devreye alınacağı bildirildi. TU Darmstadt ise projenin veri hazırlığından yazılım eğitimine kadar geniş bir uzmanlık alanı oluşturacağını duyurdu.
İsviçre
İsviçre Yapay Zeka Girişimi, Eylül ayında ülkenin ilk çok dilli büyük dil modeli olan Apertus’u tanıttı. Latince “açık” anlamına gelen Apertus, araştırmacılar, profesyoneller ve halk tarafından farklı ihtiyaçlara göre uyarlanabiliyor.
Geliştiriciler, modelin mimarisinden veri setlerine, kaynak kodundan model ağırlıklarına kadar tüm unsurların erişime açık olduğunu belirtiyor. ETH Zürih’in açıklamasına göre Apertus, İsviçre Almancası ve Romanşça gibi yerel dillerin de bulunduğu geniş bir yelpazede, 15 trilyon belirteç üzerinden eğitildi. Model aynı zamanda Public AI platformunda erişime sunuldu.
İsviçre, hukuk, iklim, sağlık ve eğitim gibi alanlara yönelik uzmanlaşmış modeller geliştirmeyi de planlıyor. Girişimin eş lideri Antoine Bosselut, bu çalışmayı “uzun vadeli ve kamu yararına dayanan bir adımın başlangıcı” olarak nitelendirdi.
Polonya
Polonya, Şubat ayında ülkeye özgü büyük dil modeli Polish Large Language Model’i (PLLuM) duyurdu. Model, Lehçeye özgü dil yapılarının karmaşıklığını karşılayabilecek şekilde tasarlandı. Bu sayede hem konuşma hem yazı tabanlı projelerde doğru çekimler ve sözdizimi üretilebiliyor.
Hükümet, PLLuM’un metin yazımı, özetleme, öğrencilere ders hazırlığında destek, sohbet botları, seyahat planlaması ve taslak hazırlama gibi birçok alanda kullanılabileceğini belirtiyor. Dijital İşler Başkan Yardımcısı Dariusz Standerski, modelin kamu yönetiminde kullanılmak üzere Hive AI sistemine entegre edileceğini söyledi.
Bu sistem sayesinde vatandaşların bilgiye erişimini kolaylaştıran sanal asistanların ve belge işleme süreçlerini otomatikleştiren akıllı ofis çözümlerinin geliştirilmesi planlanıyor. Ayrıca öğretmenlerin sınıflarında daha yenilikçi dersler hazırlamasına da yardımcı olacağı belirtiliyor.
İspanya
İspanya, Ocak ayında Barcelona Süper Bilgisayar Merkezi tarafından geliştirilen Alia projesini tanıttı. Bu girişim, “toplum yararına açık ve çok dilli bir yapay zekâ altyapısı” oluşturmayı amaçlıyor. Alia, süper bilgisayar MareNostrum 5’in gücünden yararlanıyor.
Alia, İspanyolca, Baskça, Katalanca ve Galiçyaca veri kümeleriyle birlikte birçok dil modeli ve araçtan oluşan bir kaynak havuzu sunuyor. Hedef, yerli şirketlerin kendi modellerini geliştirmelerini kolaylaştırmak. Alia'nın, vergi dairesi sohbet botlarına ve kalp yetmezliğini tespit eden uygulamalara entegre edilmesi planlanıyor.
Bu proje, İspanya’nın yerli YZ kaynakları üretmek için yürüttüğü Ilena girişiminin üzerine inşa ediliyor. Katalonya hükümetinin başlattığı Aina projesi de Katalanca YZ modelleri oluşturmak üzere geliştirilmişti.
Hollanda
Hollanda’da üç sivil toplum kuruluşu 2023 yılında GPT-NL adında Hollandaca konuşabilen açık kaynaklı bir YZ modeli geliştirmeye başladı. Proje, “Hollandaca dili ve kültürü için egemen, güvenilir ve şeffaf bir model” olarak tanımlanıyor.
Eğitim verileri, lisanslı kaynaklardan alınan metinler, kamuya açık içerikler ve oluşturulan sentetik verilerden oluşuyor. Yakın zamanda Hollanda medya kuruluşlarıyla yapılan anlaşma sayesinde, gazetecilik içerikleri de modelin eğitimine dahil ediliyor. Karşılığında yayıncılar, model hazır hale geldiğinde gelirden pay alacak.
Model açık kaynak olacak ve kamu, sağlık, eğitim gibi çeşitli alanlarda kullanılabilecek. Araştırmacılar ilk sürümün yıl sona ermeden yayımlanmasını bekliyor.
Portekiz
Portekiz’de üniversitelerden oluşan bir konsorsiyum, 2024’ten bu yana Amalia adlı ulusal bir yapay zekâ modeli üzerinde çalışıyor. Nova School of Science and Technology’nin açıklamasına göre Amalia, Portekizce ve yerel bağlamda soruları yanıtlayabiliyor, kod üretebiliyor, kavram açıklayabiliyor, metin özetleyebiliyor ve analiz yapabiliyor.
Modelin beta sürümü Eylül ayında test edildi ve araştırmacılar, 2026 ortasında kamuya açılmasını hedefliyor. Amalia’nın bir sohbet botu olarak halka sunulmayacağı ancak kodunun açık kaynak olacağı ve yerel şirketler tarafından kullanılabileceği belirtiliyor. Ayrıca hükümet, modeli kamu yönetiminde analitik süreçleri desteklemek için kullanmayı planlıyor.







