
Onu takip eden Buzz Aldrin ile birlikte Ay yüzeyinde 2,5 saat geçirdiler, toplamda ise 21 saat 36 dakika boyunca Ay’da kaldılar. İkili, Dünya’ya toprak örnekleriyle döndü.
1969 ile 1972 yılları arasında, NASA toplam altı kez insanlı Ay görevleri düzenledi. Aradan geçen yılların ardından, uzay ajansı yeni hedeflerle Ay’a dönüş hazırlığında. Bu kez amaç, Ay’ı Mars’a ve derin uzaya açılan bir köprü olarak değerlendirmek.
Ancak günümüzdeki bazı başarısız Ay görevleri, özellikle sosyal medyada Ay'a hiç gidilmediği yönündeki komplo teorilerini yeniden gündeme getiriyor.
Komplo teorilerinin kaynağı: Bill Kaysing
Ay görevlerinin sahte olduğuna dair ilk iddialar, NASA’nın Apollo programı için çalışan eski bir teknik yazar olan Bill Kaysing’e dayanıyor. 1976 yılında yayınladığı “Ay’a Hiç Gitmedik: Amerika’nın 30 Milyar Dolarlık Dolandırıcılığı” adlı kitabında bu görevlerin sahte olduğunu öne sürdü. Roket mühendisliği konusunda bir uzmanlığı olmasa da içeriden bilgi sahibi olduğunu iddia etti.
Komplo teorileri; astronotların Van Allen radyasyon kuşağını geçemeyeceği, Ay'da atmosfer olmamasına rağmen Amerikan bayrağının dalgalandığı, fotoğraflarda yıldız görünmediği ve görüntülerin aslında yönetmen Stanley Kubrick tarafından çekildiği gibi iddiaları içeriyor.
Van Allen kuşağı gerçekten tehlikeli miydi?
Van Allen kuşakları, Dünya’yı çevreleyen yüksek enerjili radyasyon alanlarıdır. Teorilere göre, bu kuşaklardan geçmek insan sağlığı için ölümcül. Ancak Apollo görevlerinde bu risk dikkate alınarak, kapsül alüminyum bir kabukla korunmuş ve astronotların bu bölgeden minimum sürede geçmesini sağlayacak özel bir rota kullanılmıştı.
NASA verilerine göre, Apollo astronotlarının maruz kaldığı radyasyon dozu 0,46 rad olarak ölçüldü. Bu miktar, nükleer santrallerde çalışan bazı personelin maruz kaldığından bile daha az.
Yıldızlar neden görünmüyor, bayrak neden dalgalanıyor?
2019 yılında NASA’nın eski tarihçisi Roger Launius, bu iddiaları açıklamıştı. Bayrağın dalgalanır gibi görünmesinin nedeni, direğe takılan yatay destek çubuğu ve bayrağın fotoğraf çekimi esnasında henüz tam durmamış olmasıydı. Astronotlar, bayrağın devrilmesinden endişe ettikleri için hemen fotoğraflamıştı.
Ay yüzeyindeki yıldızların görünmemesi ise kameraların yüksek deklanşör hızından kaynaklanıyor. Ay gündüzündeki güçlü ışık nedeniyle pozlama süresi kısa tutuldu ve bu nedenle yıldızlar görüntülenmedi.
Stanley Kubrick iddiası
Stanley Kubrick’in NASA için Ay inişini stüdyoda çektiği iddiaları da zaman zaman gündeme geliyor. Bu komplo, 2015 yapımı "Shooting Kubrick" adlı bir filme dayanıyor. Ancak filmde Kubrick’i canlandıran kişinin aslında bir aktör olduğu ortaya çıktı. Yani gerçek bir itiraf değil, kurgu bir yapım söz konusu.
Sosyal medyada yaygın şekilde dolaşan sahte stüdyo görüntülerinin de Ryan Gosling'in rol aldığı “First Man” filminin kamera arkası görüntüleri olduğu tespit edildi.
Film uzmanlarına göre, 1969 yılında o dönemin teknolojisiyle Ay’daki ortamı bu kadar gerçekçi taklit etmek imkânsızdı. Ayrıca NASA’nın kullandığı yavaş taramalı TV formatının sahtesinin yapılması da teknik olarak mümkün değildi.
Bilimsel kanıtlar
Apollo görevleri sırasında 382 kilogram Ay toprağı örneği Dünya’ya getirildi ve bu örnekler yıllardır farklı laboratuvarlarda inceleniyor. Bugüne kadar bunların sahte olduğuna dair bilimsel bir şüpheye rastlanmadı.
NASA’nın Ay yörüngesindeki LRO (Ay Keşif Yörünge Aracı), Apollo iniş alanlarını ve orada bırakılan ekipmanları hâlâ görüntüleyebiliyor. Hatta astronotların ayak izleri bile görülebiliyor. Çin, Hindistan ve Japonya'nın uzay ajansları da bu iniş alanlarını doğruladı.
Armstrong ve Aldrin ayrıca Ay yüzeyine yerleştirdikleri lazer yansıtıcıları sayesinde hâlâ Dünya’dan ölçümler yapılabiliyor. Bu cihazlar, inişin fiziksel kanıtları arasında yer alıyor.
Sovyetler neden sessizdi?
Bazı komplo teorileri, ABD'nin Ay yarışını kazanmak için bu süreci sahte bir senaryo haline getirdiğini savunuyor. Ancak dönemin Sovyetler Birliği yetkilileri, Apollo 11 görevi sonrası ABD'yi tebrik etti. Roscosmos Başkanı Yuri Borisov, Apollo astronotlarının Rusya’ya verdikleri Ay örneklerinin Rus Bilim Akademisi tarafından test edildiğini ve örneklerin gerçek olduğunu doğruladı.
Neden şimdi gidemiyoruz?
Son yıllarda art arda gelen Ay görevlerindeki başarısızlıklar örneğin Japonya’nın ispace girişimi, Rusya’nın Luna misyonu ve NASA’nın 2024’teki Peregrine görevi kamuoyunda şüpheleri yeniden alevlendirdi.
Uzmanlara göre asıl neden, 1960’larda var olan siyasi motivasyonun ve bütçenin artık olmaması. Apollo döneminde NASA, ABD federal bütçesinin %4’ünden fazlasını alırken, bu oran günümüzde %0,4 seviyelerine düştü. Aynı zamanda Artemis programı gibi projeler de yüksek maliyet, teknik zorluklar ve pandemi nedeniyle ertelendi.
Artemis II ve III görevlerinin 2026–2027’ye sarkmasının arkasında ısı kalkanı, batarya ve yaşam destek sistemleriyle ilgili teknik sorunlar var. Üstelik bu yeni görevler, yalnızca Ay’a gitmeyi değil, orada kalıcı bir varlık oluşturmayı hedefliyor.
Özel şirketler ve yeni süreç
NASA, 2011’de uzay mekiği programını sonlandırdıktan sonra astronot taşımacılığı görevlerini özel şirketlere devretti. Bugün, insanlı görevler SpaceX gibi firmalarla iş birliği içinde yürütülüyor. Ancak bu sistemin oturması zaman alıyor.
Kamuoyunda şüphe sürüyor
Tüm bilimsel verilere rağmen halkın önemli bir kısmı hâlâ şüpheli. Anketlere göre, Amerikalıların %6 ila %20’si, İngilizlerin %25’i ve Rusların %28’i Apollo görevlerinin sahte olduğuna inanıyor.